Bu yazı Fehmi Koru’nun 31.12.2020 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.
https://fehmikoru.com/bugun-geride-birakacagimiz-ve-yarin-girecegimiz-yillarin-bana-dusundurdukleri/
İnsanlık biner yıllık uygarlaşmayı yaşamaktadır. 2000’de yılı faizli işçilik sisteminden çıkıp, kredileşmeli ortaklık sistemine geçilmenin iki 10 yılını yaşadık. 20 sene içerisinde neler olduğunu, kredileşmeli ortaklık sistemine insanlığın hangi adımları attığını, 20 yılın tarihini değerlendirerek tespit etmeli ve bundan sonra gelecek 20 yılda olacakları ilmen tespit etmeliyiz. Özellikle 20.yılın problemleri hayli zor olmuştur. Bununla beraber 20.yılın hayatı, eski yılların kazançlarıyla geçtiği için dünya büyük krizler yaşamamıştır. Türkiye için başarılı bir yıl olmuştur. 21. yılda karşılaşacağımız sıkıntılar çok daha belirgin olacaktır. Bununla beraber Türkiye iç siyasette yeni döneme girmektedir.
Faizin yükseltilmesiyle, dolardaki değerin az da olsa düşmesi en kötü durumdur. Faiz yükselince, insanlar yatırım yapacaklarına paralarını bankaya yatırırlar, dolayısıyla piyasadan Türk lirası çekilir ve doların değeri kısmen azalır. Yani Türk lirası kıymetlenir. Ancak 1 veya 2 yıl geçtikten sonra halk parasını faizi ile birlikte çekmeye başlar. Bu arada faizden dolayı yatırımlar biraz daha durur ve üretim azalır. 1 yıl sonra faizle birlikte para bankalardan çekilince hem piyasada para artmış hem de üretim azalmış olduğu için, birden fiyatlar ve döviz aşırı bir şekilde yükselir.
Batılılar bu oyunu çok iyi bildikleri için, oynamaktadırlar. İmparatorlukları böyle yıktılar. Şimdi de devletleri böyle yıkıyorlar. Türkiye’nin en büyük problemi bu oyuna gelmekte olması ve gelecek yılın karanlıkları karşısında AK Parti’nin kulak vermemesidir. Dünyanın ve Türkiye’nin diğer önemli bir problemi korona virüstür. Kendi sağlığımla biliyorum ki, kapalı havasız bir yerde hastalık azmaktadır. Kentin dışına çıkıp köylerde yaşamaya başladığımda, birdenbire sağlığım düzeldi. Tecrit, eve kapanma, hastaneye kapanma oksijen eksikliğini ortaya koymakta ve ölenlerin sayısı her gün artmaktadır.
Türkiye’nin başka bir problemi de dünyadaki bloklaşmalarda Türkiye’nin tarafsız kalma zorunluluğunun olması, bundan dolayı da her iki tarafın hışmına uğramasıdır. Türkiye bu sorunu da 21. yılda çözmek zorundadır. İki blok da aynı merkezden yönetildiği için ikisi birden Türkiye’ye saldırabilir. Bunu çözebilmek için, Davutoğlu gibi dış siyaseti iyi bilen bir kimsenin istişare ile gereğini yapması gerekir.
Türkiye’nin başka bir problemi, tecrübeli siyasetçilerin kenara itilerek bilgisiz ve tecrübesiz siyasetçilerin yönetimde yer almalarıdır. Türkiye’nin potansiyeli, Türkiye’nin sorunlarını çözecek seviyededir. Ancak bunlardan istifade edilmemektedir. Hapishaneye doldurulan insanların çoğu suçsuzdur. Yıllar geçtiği halde mahkûm edilememektedir. Asıl suçlular ise dışarıdadır ve suç işlemeye devam etmektedirler.
Türkiye’nin gücü bütün bu sorunları çözmeye yeterlidir. Dünyaya örnek bir devlet olabilir. Bunu önleyen tek sebep, yanlış olarak Türkiye’nin dolar peşinde koşması ve devleti doların aklıyla idare etmesidir. Tek çözüm altın bonosunu çıkarıp, ülkeyi hatta insanlığı doların esaretinden kurtarmaktır. Doların ömrü dolmuştur ve artık dünyayı yönetme gücünü kaybetmektedir. Kaybeden doların kendisi değil, kaybeden faize dayanan karşılıksız para sistemidir. Bu sistem değişecektir. İnsanlık uygarlaşan bir varlıktır. Ömrünü dolduran uygarlıklar, yaşlı insanlar gibi ölürler ve yerlerine yeni uygarlıklar varis olur.