Bu yazı Fehmi Koru’nun 13.01.2021 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.
https://fehmikoru.com/abdde-kongre-saldirisi-sonrasinda-neler-yasaniyor/
Sermaye basını kullanır ve böylece istediği görüşleri tüm insanlığa kabul ettirir. Herkes Sermaye’nin istediği şekilde konuşmaya başlar. Bu arada basın-yayın birçok suç işler. Doların aşkı için bu suçlar işlenir. Suçlular mahkûm olmaz. Basın özgürlüğü adı altında, basın mensupları ne yaparsa yapsınlar suçlu olmazlar. Kendi emrinde olmayan basın-yayın mensupları ise suç işlemeseler de suç işlemiş duruma düşürülürler. Ya hapishaneye girer ya da yazamaz, konuşamaz olur.
Sermaye’nin ikinci silahı ise teröristlerdir. Basın yoluyla hâkim olamadığı durumlarda dolarıyla ayarladığı anarşistleri devreye sokar ve kendisine uymayan siyasileri ve yazarları onlarla yola getirmeye çalışır. Her yerde adamları vardır. Devlet görevlisidir, başkan muhafızıdır ama Sermaye’den de maaş almaktadır. Gerektiği zaman onlar devreye girer ve Sermaye’nin istediği hareketleri yaparlar. Sonra da onlar suçlu olmazlar. İnsan hakları, özgürlük gibi mahiyeti bilinmeyen kelimelerle korunurlar.
ABD’de kongreyi basma olayını Sermaye tertiplemiştir. Gayesi Biden’in kendi başına hareket etmesini önlemektir. “Ben istesem seni başkan yapmam” demek istemiştir. Diğer taraftan Trump’ın başkanlıktan gitmesi Amerikan halkının oyu dolayısıyla olmuştur. Sermaye Trump’ı da koruyacak. Böylece Biden ile onun arasında denge sağlanacak ve ABD’yi Sermaye 4 sene daha yönetecek. Birinci hareketi başarıyla sonlandırmıştır.
Sermaye’nin bu oyunları bugün herkes tarafından bilinir hale gelmiştir. Örnek olarak, Trump ile Biden anlaşır da Sermaye’nin bu oyununu etkisiz haline getirirlerse, o zaman ABD bağımsız devlet olmuş olur. Bugün ABD Sermaye’ye bağlı bir devlettir. Parası bile yoktur. Bütün dünyaya hükmeden para, dolar ABD’nin değil, Sermaye’nin parasıdır. Devlet Sermaye’ye trilyonlarca dolar borçlu bulunmaktadır.
Türkiye gündeminde boş laflar var. İktidar ve muhalefet Sermaye’nin arzusuna uyarak, Türk milletini meşgul etmekteler. Sorunlarını çözme yerine, sorunların gittikçe artması ve devletimizi Osmanlı’nın yıkılması gibi yıkıma doğru götürmektedir. Kılıçdaroğlu’nun sözde Cumhurbaşkanı ifadesi Sermaye’nin talimatıyla yapılmıştır, meşru tarafı yoktur. Devlet başkanının da bunu ciddiye alıp devleti bunun bu yakışıksız söze karşı meşgul etmesi de yanlıştır. Devlet başkanı bunu duymaz bile. Suçsa, bağımsız yargı cezasını verir.
Devlet başkanının parti başkanı olması yanlıştır ancak bu, başkanın başkan olmasına engel değildir. Bu anda başka başkanımız olmadığına göre, Recep Tayyip Erdoğan meşru başkandır, gerçek başkandır. Yanlış bir hareket meşruiyetini zedelemez. Evren, “Ben Cumhurbaşkanıyım” dedi, kimse itiraz etmedi. Hala onun Cumhurbaşkanlığı meşruiyetini sürdürmektedir. Bu sayede devletimiz uzun yollar kat etmiştir. Daha iyisini getirelim ama getirinceye kadar da mevcut olana saygımız devam etmeli. Getirmeyişi Türkiye’de 1950’den beri yapılan seçimlerle hep gerçekleşmiştir. Türkiye’de gerçek demokrasi vardır. Gerçek seçimler yapılmaktadır. Müdahale eden askerler bile kısa zaman içinde seçimlere gitmiş ve iktidarı seçimi kazanana devretmiştir.
Türkiye’de iktidara gelmek isteyenler seçimle gelmeyi hedeflemeliler. Askerlerin geçmişte yaptığı müdahaleler, seçilmeden iktidar olma müdahalesi değildir. Sağlıkla seçimi gerçekleştirme müdahalesidir. İktidara gelmek için müdahale yapsalardı kendi yaptıkları seçimle iktidardan gitmezlerdi.