Ahmet Mermer
EYT Çıkarken
14.01.2023
313 Okunma, 0 Yorum

EYT ÇIKARKEN, AİLENİN TEMEL TAŞI KADINLARIMIZ

İÇİN

POZİTİF AYRIMCILIK

Sosyolog Ahmet Mermer

 

Aile konusunda sivil toplum kitle örgütleri çeşitli çalışmalar yapıyorlar, haklı olarak ailenin içinde bulunduğu olumsuz durumlara ve tehlikelere karşı aileyi dolaysıyla da Türk İslam toplumunu daha fazla yozlaşmaktan kurtarmaya çalışıyorlar.

Şunu ifade etmeliyiz ki, batı bizden önce sanayi toplumuna geçtiği ve büyük şehir olgusunu bizden önce yaşadığı için orada yaşanan toplumsal gelişmeler ülkemiz sosyologları için birer laboratuvar işlevi de görmektedir. Fakat biz bu avantajı yeterince değerlendiriyor muyuz, aslında sorun biraz da burada.

Çünkü batı toplumunda yaşanan ve olağan hale gelen durumlar bize eskiden birkaç on senede yani 10, 20, 30 sene sonra ulaşırken, şimdi bu süre uyum sağlama çabaları ve sosyal medya gibi teknolojik vasıtalarla benzeşme oranı arttığından daha kısa sürede sirayet ediyor. Ama yine de belirli bir süre sonra batıdaki toplumsal alanda yaşanan gelişmeler bize biraz zaman alarak yine de gecikmeli olarak ulaşıyor.

 

Bu zaman zarfında esen fırtınaya karşı önlem almak yerine topluma sirayetini seyrediyoruz. Batının ilim ve fennini aldık ama kültürünü ve bize uymayan ahlaki yapısını süzemedik. Biz batıda yaşanan olayları iyi analiz edersek, olumsuz ve toplumumuzu bozabilecek unsurlar daha bize ulaşmadan bu konuda önlem alabiliriz.

 

Bunun içinde tüm bakanlıklara ama özellikle de;

 

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 

Millî Eğitim Bakanlığı

İçişleri Bakanlığı

Kültür ve Turizm Bakanlığı ve YÖK e büyük görevler düşüyor.

 

Ara ara çözüm önerileri de sunduğumuz yazımızda özellikle sonuç bölümündeki önerilerimizin dikkate alınmasıyla bu önerilerin aile kurumumuzu güçlendireceğini düşünüyoruz.

 

Sosyolojide Aile

 

Ailede en önemli unsur, aidiyet bağının gücü, güven ve dayanışmadır. Bu kurumsal yapının ürünü olan çocukların yarın toplumda birey olarak yer alacak olması, ailede alınan eğitim, duygu, davranış ve terbiye aynı zamanda topluma yansıyacak ve yetişen çocukların sosyalleşmesine zemin hazırlayacağından aile maddi ve manevi olarak toplumu oluşturan en önemli birimdir, yuvadır. Aile, nesiller arasında bir nevi köprü vazifesi görür.

 

Türk İslam toplumu geçmişte ve günümüzde yaşadığı badireleri, Allah’ın bir lütfu olarak köklü duygusal bağı ve güçlü aile yapısının sağladığı dayanışma sayesinde atlatmış ve ayakta kalmıştır.

 

Türk İslam ailesinin misyon, vizyon ve değerleri;

 

Ülkesine, milletine, ailesine ve sosyal çevresine faydalı, Allah rızasını kazanmaya çalışan bir mümin olarak yaşamak ve topluma bu yaşayışa uygun evlatlar yetiştirmek olmalıdır.

 

Aileler olarak çocuklarımıza bu misyon vizyon ve değerleri aşılamalıyız.

Devlet vatandaş işbirliği ile mutlu ve huzurlu bir toplum meydana getirme hedefimiz olmalı ve bunun için çalışmalıyız.

 

Toplumsal cinsiyet eşitliği adı altında eşcinselliğin, fıtrata aykırı ilişkilerin özendirilmesi;

 

Bu konu çok uzun tanımları yapılan, sosyolojik kuramlara göre değişik tanımları olan, tabiri caizse çetrefilli bir konu.

 

Kısaca; **Cinsiyet (İngilizce olarak sex), doğuştan gelen biyolojik özellikleri içeren bir terim olarak,

Toplumsal cinsiyet (gender) ise sonradan öğrenilen ve cinsiyete toplum tarafından biçilen rol, sorumluluk ve davranış beklentilerini kapsayan bir terim olarak kabul ediliyor.

Mesela, kadınların ev işleriyle ilgilenmesi ya da çocuk bakımını üstlenmesi gibi beklentiler, cinsiyet değil, toplumsal cinsiyetle bağdaştırılan kavram olarak gösteriliyor.

Bu alanda yapılan çalışmalara göre, eşitliğin sağlanabilmesi, cinsiyetlere biçilen toplumsal rollerin değiştirilmesi ve eşitlenmesini de içeriyor.** (BBC Türkçe den alınmıştır.)

 

İnsanoğlu erkek ve dişi olarak yaratılmış, Toplumun erkek rolünden ve kadın rolünden beklentileri ile;

Ailede, arkadaş ortamı, okul ve diğer sosyal cevrede cinsiyet rollerinin beklentileri son zamanlara kadar belliydi.

 

İnsanlar, erkek çocuklarına mavi renkli giysiler, kız çocuklarına ise pembe renkli giysiler alarak, bir nevi aile içinde onlara “sen kızsın” ve “sen erkeksin” mesajı daha çocukken işliyordu. Hatta oyuncakları bile ayırarak kız çocuklarına bebek, erkek çocuklarına at, araba vb oyuncaklar veriyorlardı. Bir nevi “erkeklik” ve “kızlık” üzerine pekiştirme yapıyorlardı.

 

Şimdi ise, çocuklara belirli yaşa yani ergenlik yaşına gelince erkek veya kadın olarak devam edip etmeme kararını kendilerinin vermesi gerektiği fikrini aşılamaya çalışan ve bunu da toplumsal cinsiyet eşitliği adı altında ülkemize sokmak isteyen, en hafif tabiri ile geleceği göremeyen gafiller ile karşı karşıyayız.

 

“Toplumsal cinsiyet” eşitliği ilk bakışta kadın ve erkeğin kanun önünde eşitliği, işyerlerinde eşitliği, aynı işi yapan kadın ve erkeğin cinsiyet ayrımı yapmadan ücret eşitliği, kadınların kariyer eşitliği olarak değerlendirilmektedir.

 

Avunun, zehrin bal içinde sunulduğunu görmeliyiz.

 

Toplumsal cinsiyet eşitliğini iyi kavramalıyız. “Gender” olarak tarif edilerek LGBT’nin normal bir şey olduğu ve bu tercihe saygı duyulması gerektiği hususunu lanse etmeye çalışan odaklara karşı tedbirli olmak zorundayız.

 

İnsanoğlunun köküne kibrit suyu dökmek isteyen, dünya nüfusunu azaltmak isteyen “deccal fikirli” kişi ve STKların dayatmalarına dur demeliyiz.

 

Buna bilerek veya bilmeyerek alet olan kadın örgütlerine durumun vahametini iyice anlatmalıyız.

 

LGBT örgütleri ve bazı feminist örgütler ve bunların finansörleri eşitlik ve insan hakları adı altında ülkemizde eşcinsellik olayını nerde ise özendirmeye çalışmaktadır.

 

LGBT’nin kitabi dinlerde sapkınlık olarak nitelendirildiğini uzun uzun anlatmaya gerek yok…

 

Türkiye'de araştırmaya katılanların yüzde 85'i "Eşcinsel komşu ister misiniz?" sorusuna "hayır" yanıtını verdi. Yani, her 7 kişiden 6'sı eşcinsel komşuya karşı.

Bu konuda en olumsuz bakışa sahip ülkeler ise Azerbaycan ve Ermenistan. Araştırmaya kaılanların yüzde 94'ü eşcinsellerle komşu olmak istemiyor. Zimbabwe, Ruanda, Fas ve Türkiye, Katar, Gana, Güney Kore, Irak ilk 10 sırayı paylaşıyor.” (BBC Türkçe’den alınmıştır.)

 

İndependent Türkçe’de yapılan bir araştırmadan alıntıladığım bilgi şöyle;

 

“Yapılan çalışmaya göre, katılımcıların büyük bölümü eşcinselliği "sapkınlık" olarak görüyor.

 

Yüzde 36,6 "bir sapkınlıktır ve devlet tarafından yasaklanmalıdır" derken, yüzde 33,5 ise "bir hastalıktır ve tedavisi için yardımcı olunması gerektir" iddiasında.

 

Yani katılımcıların yüzde 71,6'sı eşcinsellik ve LGBTİ'ye olumsuz bakıyor.”

 

Türk İslam aile yapısına ve insan fıtratına uygun olmayan LGBT konusunda yapılacak ilk şey ailemize sahip çıkmaktır. Çocuklarımızı ve gençlerimizi bu tehlikeye karşı bilinçlendirip, uyararak başa çıkabileceğimizi düşünüyorum.

 

 

Türk İslam aile yapısının devam etmesi için aile, okul işbirliğine ihtiyaç var.

Günümüzde sokaklar,  sosyal ortamlar çocuklarımızı uyuşturucu, alkol, kumar bağımlısı yapmak ve fuhuş batağına düşürüp sömürmek isteyen kişiler ve çeteler ile dolu. İçişleri bakanlığımız her gün birini yakalıyor. Çocuklarımızı bu tehlikelerden korumak için mutlaka aile okul öğretmen ilişkisi önemli. Okul müdürleri ve özellikle rehber öğretmenlere büyük görevler düşüyor.

 

Aile bakanlığı, sağlık bakanlığı, içişleri ve Milli eğitim bakanlığı koordineli çalışmalı. Bunun için Millî Eğitim Bakanlığı çeşitli projeler geliştirerek bunların okul müdürleri tarafından bizzat ilgilenmesi sağlanmalıdır.

 

Millî Eğitim Bakanlığı sözleşmeli aile danışmanları, sosyologlar ve psikologlar ile çalıştırmalı, bunlar ilçe milli eğitim müdürlüğü koordinesinde her okulu ziyaret ederek, çocuklarla periyodik olarak konuşmalı, terapiler yapmalıdır.

 

Bağımlı oldukları tespit edilen çocuklarımızı aile desteği ve okul işbirliği ile usulüne göre tedavi alınmasını sağlayarak topluma yeniden kazandırabiliriz,

 

Aile yapımızı bozmak isteyen kurum ve kuruluşlara ve işbirlikçilerine karşı uyanık olmalıyız. Özellikle çocuklara cinsiyet tercihlerini kendileri seçsinler saçmalığı ile çocukları bu şekilde yönlendiren anne ve babaya çocuklar bırakılmamalıdır. Hatta çocuklarını LGBT’ye yönlendiren, çocuklarına baskı yapan bireylerden çocukları alınmalı Aile Bakanlığı yurtlarına yerleştirilmelidir.

Öğrencileri bu yöne sevk eden, özendiren öğretmenlerin işlerine son verilmelidir.

 

 Türk İslam aile yapısına uygun olmayan film ve diziler

 

Hepimizin aşağı yukarı seyrettiği diziler var. Bu dizileri seyrederken RTÜK ve ilgili bakanlık yetkilileri seyretmiyor mu diye düşünmeden edemiyorum. Ticari kaygılar gözeterek çekilen bu diziler içinde LGBT çağrışımı yapan obje, figür ve rollere yer veriliyor.

Çocukluğumuzda TRT tek iken bu konulara dikkat edilirdi. Şimdi kanallar çoğaldı ve ticari kaygılar arttı.  

Okuduğum bir anı hikâyeyi hatırımda kaldığı kadarıyla anlatmaya çalışayım:

“Ünlü bir iş adamımız uçakta yanında seyahat eden bir papazla muhabbet ediyor. Hoş beşten sonra iş adamımız papazın bir vakfın başkanı olduğunu öğreniyor, vakfın ne işler yaptığını merak edip muhabbeti bu yöne çeviriyor.

Papaz anlatmaya başlıyor;

Vakfımız Amerika devleti ile çalışır. Mesela devlet bize öğrencilerin tıp fakültesine veya hukuk fakültesine başvurularının azaldığını bildirir.

Biz bu konuda gençleri teşvik için çalışırız. Hollywood’a Kahraman Doktor, Kahraman Avukat, savcı vb film siparişleri veririz. Bunların sinema ve TV’lerde gösterilmesini sağlarız. Böylece doktor, avukat sayısının artmasına yardımcı oluruz” diyor. (İş adamının ismi aklımda kaldığı kadarıyla Sakıp Sabancı olabilir. Kendisine Allah’tan rahmet dilerim)

 

İşte bizler de her şeyi devletten beklemeden böyle vakıflar eliyle filmler yaptırarak, sponsor olarak güzel işler yapabiliriz.  

 

Mesela, Diyanet Vakfı böyle güzel dizilere sponsor olabilir.

 

Aile ile ilgili STK’lar hiç değilse bu yönde yapılan filmleri desteklemek için bu tarz filmlere ödüller verebilir.

Kültür Bakanlığı, Aile Bakanlığı Türk İslam aile yapısına uygun yapılacak aile dizilerine finansör olmalı, teşvik etmeli.

Hatta yarışmalar düzenlenmeli, bu dizileri teşvik için ödüller vermeli.

 

 

 

 

 

 

 

Sonuç olarak:

 

Bizim toplumumuzda aileyi toparlayan ve bir arada tutmaya gayret gösteren kim diye bir anket yapılsa, çok büyük oranda anne cevabı çıkacaktır.

  • Büyüklerimiz boşuna yuvayı dişi kuş yapar dememiş, yani ailenin yuva olmasını sağlayan kadındır. Yine atalar “Annesi olmayanın babası olmaz” diyerek öksüzlüğün, annesizliğin önemini vurgulamışlardır.

Ailemizi, yuvamızı, neslimizi ve ülkemizi kurtarmak için ailedeki en önemli kişinin annelerin evde olmasını sağlamak için ailemizi ekonomik olarak güçlendirmeliyiz.

Hazır EYT yasası da mecliste görüşülecekken önceki yazımızda belirttiğimiz hususların göz önüne alınarak (https://www.milatgazetesi.com/haber/tekrar-buyuk-aileye-kavusmak-gerekiyor-8095/ )  ;

       Anayasamızda da belirtildiği şekliyle kadınlara pozitif ayrımcılık gereği özel bir kanun ile evli ve çocuklu kadınlar için emeklilik yaşını ve süresini düşürmeliyiz.

 

  • Burada tekrar ifade edelim ki, doğum öncesi ve sonrası SSK’lı olup olmadığına bakmadan annelerimize her çocuk için 3 yıl olmak üzere borçlanma hakkı vermeliyiz.

 

Önceki yazımıza ilave olarak ülkemizdeki boşanma sayılarını düşürmek, eve eşlerin birbirine katlanmalarını ve sudan sebeplerden boşanmalarını önlemek adına;

 

  • 25 yıl ve üzeri evli kalan hanımlara tüm süreyi borçlanma imkanı getirerek emekli olma hakkı vermeliyiz.

 

  • YÖK, üniversite gençliği arasında yayılmak istenen LGBT hareketlerini ve eşcinselliği özendiren faaliyetleri önleyici tedbirleri almalıdır.

 

  • TV’lerde ailenin önemini ve ailede kadının önemini anlatan dizilerin ve  filmlerin yapılması Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, ilgili  kurumlarca ve vakıflarca  teşvik edilmeli, bu konuda yarışmalar açılıp, yapımcılara ödüller verilmelidir.

 

 

 

Çocuklarımızı her türlü gayri milli değer yargılarından, uyuşturucudan, kumardan, fuhuştan ve tüm kötü alışkanlıklardan uzak tutmak, aile ile birlikte ilgili bakanlıkların da görevi dahilinde olmalıdır.

 

TÜİK tarafından yayınlanan istatistiklere göre, 2008’de ortalama hane halkı büyüklüğü 4 iken bu oran 2021 sonu itibariyle 3,23 olduğu belirtilmektedir.

 

Ayrıca yine aynı istatistiğe göre, bütün olumsuzluklara rağmen bireylerin mutluluk kaynağı aileleri olmuş, 2021 sonuçlarına göre bireylerin mutluluk kaynağı olan kişiler incelendiğinde, kendilerini en çok ailelerinin mutlu ettiğini belirtenlerin oranı %67,6 olmuştur.

 

Küresel sistemin kötü niyetli şer odaklarının aileyi yıkmak uğruna çaba sarf etmeleri boşa değildir.

Ailesiz bir toplumun sürüden farkı kalmaz.

Ve aile olmadan meydan gelecek insan sürüsünü yönetmek onlar için bir çocuk oyuncağıdır.

Ailemize sahip çıkmak geleceğimize sahip çıkmaktır.

 

 

 






Son Eklenen Makaleler
Reşat Nuri Erol
Kur’an Nizamı açısından Millî Görüş Hareketi-5
27.03.2023 166 Okunma
16 Yorum 28.03.2023 03:38
Özer Ataç
Hata Payı 3
26.03.2023 1023 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kur’an Nizamı açısından Millî Görüş Hareketi-4
26.03.2023 135 Okunma
11 Yorum 26.03.2023 09:44
Reşat Nuri Erol
Kur’an Nizamı açısından Millî Görüş Hareketi-3
25.03.2023 131 Okunma
11 Yorum 25.03.2023 11:57
Bahaeddin Sağlam
İSLAMİYETİN TEMELLERİ NASIL ATILDI!?
23.03.2023 491 Okunma
Bahaeddin Sağlam
İslam Bilim Tarihinden Bir Anekdot
23.03.2023 23 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kur’an Nizamı açısından Millî Görüş Hareketi-2
22.03.2023 166 Okunma
12 Yorum 25.03.2023 11:55
Reşat Nuri Erol
M.Tekelioğlu;Filistin Direniş Akademisi bir mezun verdi
22.03.2023 31 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kur’an Nizamı açısından Millî Görüş Hareketi-1
19.03.2023 164 Okunma
11 Yorum 19.03.2023 11:29
Reşat Nuri Erol
“Onda işiten bir kavim için ayetler vardır…” - 4
18.03.2023 180 Okunma
12 Yorum 19.03.2023 11:26
Reşat Nuri Erol
“Onda işiten bir kavim için ayetler vardır…” - 3
17.03.2023 171 Okunma
12 Yorum 17.03.2023 11:16
Hüseyin Bağdatlı
DEPREM VE İKLİM BOMBASI YALANI
16.03.2023 80 Okunma
1 Yorum 19.03.2023 18:34
Reşat Nuri Erol
“Onda işiten bir kavim için ayetler vardır…” - 2
16.03.2023 206 Okunma
12 Yorum 16.03.2023 14:44
Reşat Nuri Erol
“Onda işiten bir kavim için ayetler vardır…” - 1
15.03.2023 196 Okunma
12 Yorum 16.03.2023 14:45
Reşat Nuri Erol
M.Tekelioğlu; Takım ruhu... Hüseyin Kayahan’ın vedası
15.03.2023 59 Okunma
Özer Ataç
Hüseyin Kayahan
14.03.2023 275 Okunma
1 Yorum 22.03.2023 14:56
Reşat Nuri Erol
2023; Erbakan’ı anmak, anlamak, uygulamak-7
13.03.2023 217 Okunma
10 Yorum 13.03.2023 10:22
Hüseyin Bağdatlı
ERDOĞAN I SEVMEK
12.03.2023 84 Okunma
Hüseyin Bağdatlı
ERDOĞAN DEVRİ
12.03.2023 76 Okunma
Reşat Nuri Erol
2023; Erbakan’ı anmak, anlamak, uygulamak-6
12.03.2023 248 Okunma
10 Yorum 12.03.2023 13:36
Özer Ataç
Dünyanın Bütün Kadınları
11.03.2023 1116 Okunma
Reşat Nuri Erol
2023; Erbakan’ı anmak, anlamak, uygulamak-5
11.03.2023 230 Okunma
10 Yorum 11.03.2023 09:21
Reşat Nuri Erol
2023; Erbakan’ı anmak, anlamak, uygulamak-4
9.03.2023 240 Okunma
10 Yorum 09.03.2023 08:18
Bahaeddin Sağlam
Arketip Ne Demektir?
8.03.2023 62 Okunma
Bahaeddin Sağlam
Kur’an’ın Kolaylığı Derin İlmi Bir Gerçekliktir
8.03.2023 60 Okunma
Bahaeddin Sağlam
Deprem, Kıyamet ve Diriliş
8.03.2023 48 Okunma
Reşat Nuri Erol
2023; Erbakan’ı anmak, anlamak, uygulamak-3
8.03.2023 250 Okunma
10 Yorum 08.03.2023 11:30
Reşat Nuri Erol
M. Tekelioğlu; Son dakikada kurtarılan uzlaşma fırsatı
8.03.2023 56 Okunma
Reşat Nuri Erol
2023; Erbakan’ı anmak, anlamak, uygulamak-2
7.03.2023 260 Okunma
10 Yorum 07.03.2023 11:01
Reşat Nuri Erol
2023; Erbakan’ı anmak, anlamak, uygulamak-1
6.03.2023 304 Okunma
10 Yorum 06.03.2023 07:57
Hilal Çekmen
Adil Düzende Bütçe Gelirleri ve Giderleri Pay Tablosu-1
5.03.2023 283 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘İza zülzileti’l-erdu zilzaleha’ ve ‘Adil Düzen’-22
5.03.2023 280 Okunma
10 Yorum 05.03.2023 09:20
Ahmet Yücel
ÇORAPLARA MESH YAPILABİLİR Mİ?
4.03.2023 114 Okunma
1 Yorum 04.03.2023 14:54
Reşat Nuri Erol
‘İza zülzileti’l-erdu zilzaleha’ ve ‘Adil Düzen’-21
4.03.2023 247 Okunma
10 Yorum 04.03.2023 10:18
Reşat Nuri Erol
‘İza zülzileti’l-erdu zilzaleha’ ve ‘Adil Düzen’-20
1.03.2023 251 Okunma
10 Yorum 01.03.2023 06:27
Reşat Nuri Erol
Prof Dr Mehmet Tekelioğlu; Bu mezarda bir garip var
1.03.2023 121 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘İza zülzileti’l-erdu zilzaleha’ ve ‘Adil Düzen’-19
27.02.2023 279 Okunma
10 Yorum 27.02.2023 11:35
Hilal Çekmen
Adil Düzende Planlama ve İmar
27.02.2023 1206 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 2
26.02.2023 1404 Okunma
Reşat Nuri Erol
“İza zülzileti’l-erdu zilzaleha” (Zelzele Suresi)-18
26.02.2023 260 Okunma
10 Yorum 26.02.2023 09:34
Reşat Nuri Erol
“İza zülzileti’l-erdu zilzaleha” (Zelzele Suresi)-17
25.02.2023 301 Okunma
10 Yorum 25.02.2023 10:38
Reşat Nuri Erol
“İza zülzileti’l-erdu zilzaleha” (Zelzele Suresi)-16
23.02.2023 304 Okunma
10 Yorum 23.02.2023 10:43
Hilal Çekmen
Adil Düzende Deprem Öncesi Tedbir ve Denetim
22.02.2023 726 Okunma
Hilal Çekmen
Adil Düzende Deprem Yönetimi
22.02.2023 972 Okunma
Reşat Nuri Erol
“İza zülzileti’l-erdu zilzaleha” (Zelzele Suresi)-15
22.02.2023 323 Okunma
10 Yorum 22.02.2023 09:30
Reşat Nuri Erol
Mehmet Tekelioğlu; Deprem gerçekleri duygusal yönü...
22.02.2023 68 Okunma
Reşat Nuri Erol
“İza zülzileti’l-erdu zilzaleha” (Zelzele Suresi)-14
21.02.2023 278 Okunma
8 Yorum 21.02.2023 06:12
Reşat Nuri Erol
“İza zülzileti’l-erdu zilzaleha” (Zelzele Suresi)-13
20.02.2023 240 Okunma
7 Yorum 20.02.2023 09:44
Mete Firidin
Nedir İnsanın Yüklendiği Emanet?
19.02.2023 357 Okunma
Reşat Nuri Erol
“İza zülzileti’l-erdu zilzaleha” (Zelzele Suresi)-12
19.02.2023 236 Okunma
6 Yorum 19.02.2023 06:28