Eski dostum İsmail bey geçen gün telefonundan küçük bir metin gönderdi. Sonra,
-“Selam birader, dokuz yaşındaki erkek torunum aşağıdaki metni gecen ay yazmış.
Ben, ’bir yerden alıp gönderdi’, sandım. Bu gün oğlum, “hayır baba, bunları kendisi söyledi. Biz, “Google söz-yaz’a söylettik, oradan yazılı çıkardık“ dedi.
Ben anlamadım; ancak senin “tercüme” edebileceğini düşündüm;
merakla cevabini ve yorumunu bekliyorum.” şeklinde ek yaptı.
*
Metin şöyle:
“ Normal: Fark eden; farkı, fark etse de ne fark eder ki.
Zor: Fark eden; farkı fark etse de, etmese de ne fark eder ki.
Çok çok zor: Fark eden de etmeyen de; farkı, fark etse de, ne fark eder ki.
Fazla çok ama çok fazla zor: Fark eden de, etmeyen de; farkı, fark etse de, etmese de, ne fark eder ki.
Profesyonel farkı fark etse de, etmeyende farkın, farkını fark etse de
etmese de neler kaybederiz; hiç de fark etmez.
Profesyonel için bile zor: Farkı, fark eden de fark etse de, etmese de;
eden de etmese de; edende ne,(ne,nekadar) fark eder ki.”
Erdem A. SARAÇ
***

Dokuz yaşında, yeni nesil zihinsellik. Mevcut turnike eleme eğitiminden; maddi olanakları kısıtlıysa; matematiği, edebiyatı,kendini ifade etmesi “iyi” değilse geçer mi bu çocuk? Bu çocuklar belki ‘yeni nesil’ de değiller; önceden çokları gelip geçmiş olabilir; onların çok azını bugünün koşullarında fark ediyor olabiliriz.
