Reşat Nuri Erol
Mehmet Tekelioğlu; Deprem gerçekleri duygusal yönü...
22.02.2023
150 Okunma, 0 Yorum

Deprem gerçekleri duygusal yönümü törpülemeye başladı…

Mehmet Tekelioğlu

Maraş depremi hafızalarımıza pek çok yönüyle kazındı. Çok duygulandık. Gözlerimizi yaşartan pek çok olay oldu. Tek bir sitede iki yüz elliden fazla canın kaybolması bana eyvah dedirtti. Baştan sona harap olmuş caddeleri görünce aman Allahım dedik. Yakınlarını enkaz altından çıkaranlarla beraber göz yaşı döktük. Enkaz başında sevdikleri canlı çıkar ümidiyle, nerde kaldı bu kurtarma ekipleri diyerek ellerini duaya açmış analarla babalarla çocuklarla biz de duaya koyulduk. Canlı çıkan her masumu gördükçe sevinçten gözlerimiz doldu.

Enkaz arasında gördüğümüz bir fotoğraf, bir oyuncak, bir kitap herkeste benzer duygular hasıl etti. Yıkıntıların başında yakılan ateşte ısınmaya çalışanları gördükçe bizim içimiz üşüdü.

Depreme uğrayanların acil ihtiyaçları için hemen seferber olan insanlara doğrusu gıptayla baktım. Deprem bölgesine ulaşmanın zorluklarına aldırmadan işe yarayabilecek ne bulduysa arabasına atıp Türkiye’nin dört bir tarafından yola koyulanlara içimden dualar ettim. AFAD çalışanlarına ve gönüllülerine haykırarak haydi koşun demek istedim. İHH gibi sivil toplum kuruluşlarının geniş bir alana yayılan deprem mağdurlarına yetişmesini temenni ettim.

Televizyonlardaki bağış kampanyasında yapılan o küçücük bağışlar var ya işte onlar benim gözlerimi yaşarttı. Hiçbir hesaba girmeden varını bağışlayan o insanlar, çocuklar, gönlü yanıklar… Ne güzeldi… Bir de devlet kuruluşları vardı koca koca rakamlarla boy gösteren. O rakamlar zaten halkın birikimi değil miydi? Tam bu sırada bir türkü geldi aklıma. “Aslı yok yaylasında on bin koyunum var benim/ Herkes kesesinden yesin içsin ziyafetim var benim”

Bazı ilçe ve köylere acil yardımların çok geç ulaşması hepimizi üzüntüye boğdu. Hatay’ın merkezinde vali konağının bulunduğu yerdeki binalara bile ancak üç dört gün sonra ekiplerin gelmesi kimi kahretmez ki… Sadullah Ergin anlattı bunları. Zaten artık gelenler de ölmüş bedenlerle karşılaştılar. Vaktiyle müdahale edilse kurtarılabilecek olanlar belki de donarak öldüler. Oysa böyle bir felakette ilk saatler önemli diye öğretmişlerdi hocalar…

Gün geçtikçe depremin ne büyük bir yıkıma sebep olduğunu daha iyi fark ettik. Niye böyle oldu diye geçti içimizden. Nerede hata yapıldı? En çok da acil müdahaledeki koordinasyonsuzluk yaktı içimizi. Pek çok insan kurtarılabilirdi enkazdan. Ancak işin ehli kurumların enkaza bir an önce müdahalesini sağlayacak adımlar atılamadı. Belli ki bir kaos içine düşmüştü yönetim. İlk birkaç günden sonra toparlanıldı ama pek çok kimse zaten enkaz altında can vermişti…

Madenciler ancak otuz saat kadar sonra sahaya intikal edebildi. Oysa uçak temin edilebilir ve madencilerin bir an önce enkazlara el atması sağlanabilirdi. AFAD bu konuyu bundan sonraki muhtemel depremler için yeniden çalışmalı.

Benim duygusal tarafımı törpüleyen mesele biraz karışık. Önce şunu vuzuha kavuşturmak geçiyor içimden. Yıkılan binaların çoğu 1999 öncesi yapılar diye bir iddia var. Yani deprem yönetmeliğine harfiyen uyuldu ve o binalar yıkılmadı savını barındırıyor içinde. Durumun böyle olmadığı o kadar açık ki… Mesela Adıyaman’da 1999 sonrası yapılan kamu binalarının bile ancak %70’i ayakta kalabilmiş. Varın kamu binaları dışındakileri hesap edin. Bir an diyelim ki yıkılan binaların %98’i iddia edildiği gibi 1999 öncesi yapılmış olsun. Peki, bu ülke yönetiminin yıkılan bu binalarda sorumluluğu yok mu? Madem o binalar çürüktü, deprem olursa yıkılması muhtemeldi, niye bunlar için bir tedbire müracaat edilmedi?  Konuşanlar, bu saçma iddiaları dile getirenler hiç düşünmezler mi? Aman Allahım… O çürük binalarda oturan insanların kaybından kendilerini hiç mi sorumlu tutmazlar? Niçin o binalardakiler için, kentsel dönüşüm mü, başka bir tedbir mi, düşünülmedi?

Bunlar aklıma gelince diyorum ki yok hayır, bu zihniyetle bu işin altından kalkılamaz, köhnemiş anlayışı yenisiyle değiştirmek ve yepyeni bir mantıkla işe koyulmak gerek. İnsan onurunu esas kabul eden, her türlü canlının hayatını başka her türlü kaygının ötesinde gözeten bir duyarlılık…

“Yıkılan binalar yerine yenileri için yakında ihaleye çıkıyoruz” diye bir haber gördüm. Belli ki fay hatlarını yeniden değerlendirip yeni tasarım kriterleriyle yapılmış plan proje yok ortada. Oysa kırılan fay hatlarının ortaya çıkaracağı zemin ivmeleri yeniden değerlendirilmeden yapılacak yer seçimleri ve tasarımlar çok büyük tehlike yaratabilir. Yer bilimleri uzmanları yeni tasarım kriterlerini tespit etmeliler önce. Nitekim Prof. Naci Görür de bu noktaya şu sözlerle dikkat istiyor: “Bölgenin tümünde mikro-bölgeleme çalışması yapmadan yerleşim alanları için yer seçilmemeli ve inşaata başlanmamalı.”

Deprem faciası bize ders olsun mu? Olsun…  Evet, olsun. Böyle faciaları önlemek için ne gerekiyorsa yapacağız diyenler çoğalıyor.  Peki, ne yapılmalı? Ne yapılması gerektiğini kime soralım? Ne yapılması gerektiğini kim tayin etsin? Yapılacakları kim belirlesin? Bunlarla ilgili çalışmalarda hangi kıstaslara başvuralım? Bu soruların cevabı hem kolay hem zor. Kılavuz bilimsel anlayış ise iş gerçekten kolay.

Bir önemli nokta daha var. Avrupa Birliği normları “ne yapılmalı” sorusuna cevap arayanlar için gerçekten bir imkândır. Bunları Türkiye’deki mevzuatla eşleştirmek bize kolay bir çözüm sunar. Fakat bütün bunların birkaç ön şartı var: Liyakati, önceden tayin edilmiş prensipler etrafında herkese eşit şekilde uygulamak suretiyle gözetmek. Hukuk devleti olmanın gereklerini yerine getirmek…

Toplumumuz şu sıralarda fiziki depremlerle boğuşuyor. Üstüne bir de, ne derseniz artık, organizasyon, koordinasyon, eşgüdüm depremi yaşadık. Bu depremler aslında ahlaki bir depremin sonuçları… Her şeyin başı ahlak anlayışını hayata hakim kılamamanın sonuçları… Bilimi dışlamanın sonuçları… Müslümanlık iddiasıyla ortalığı kasıp kavururken ‘Müslümanca bir şehir anlayışı var mıdır, nedir esasları, estetik bir kaygıyı barındırır mı içinde’ diye bir sancıya sahip olamamanın sonuçları… Şehirleşme deyince TOKİ anlayışının ötesine geçememenin sonuçları… Turgut Cansever gibi bir bilgeden hiçbir anlayış süzememenin sonuçları…

Şimdi aklım bundan sonraki muhtemel depremlerde… Hazırlığımız var mı? Yöneticilerimiz duygusal konuşmalarla, hamaset dolu nutuklarla mı hazırlanacaklar yoksa deprem gerçekleriyle yüzleşmeyi bilecekler mi? Tenakuza düşmek istemem. Yukarda bize yepyeni bir anlayış lazım demiştim ya… O sözümün üstündeyim…

 

mtekeli35@gmail.com

@mtekeli35

 






Son Eklenen Makaleler
Reşat Nuri Erol
Seçimden sonra acilen yapılması gerekenler…-6
4.06.2023 146 Okunma
15 Yorum 04.06.2023 12:39
Reşat Nuri Erol
Seçimden sonra acilen yapılması gerekenler…-5
3.06.2023 155 Okunma
15 Yorum 03.06.2023 08:36
Reşat Nuri Erol
Seçimden sonra acilen yapılması gerekenler…-4
2.06.2023 177 Okunma
17 Yorum 02.06.2023 14:00
Reşat Nuri Erol
Seçimden sonra acilen yapılması gerekenler…-3
1.06.2023 235 Okunma
16 Yorum 01.06.2023 09:09
Reşat Nuri Erol
Seçimden sonra acilen yapılması gerekenler…-2
31.05.2023 274 Okunma
15 Yorum 31.05.2023 11:27
Reşat Nuri Erol
Seçimden sonra acilen yapılması gerekenler…-1
30.05.2023 262 Okunma
15 Yorum 30.05.2023 10:57
Reşat Nuri Erol
Hemşeri dernekleri kalkınma kooperatifleri olmalı - 4
28.05.2023 177 Okunma
16 Yorum 28.05.2023 12:59
Hilal Çekmen
ADİL DÜZEN İÇİN YÖNETİMDE KİMLİKSİZLEŞMEDEN VAR OLMAK
27.05.2023 94 Okunma
Reşat Nuri Erol
Hemşeri dernekleri kalkınma kooperatifleri olmalı - 3
27.05.2023 209 Okunma
15 Yorum 27.05.2023 09:47
Reşat Nuri Erol
Hemşeri dernekleri kalkınma kooperatifleri olmalı - 2
26.05.2023 192 Okunma
15 Yorum 26.05.2023 09:46
Reşat Nuri Erol
Hemşeri dernekleri kalkınma kooperatifleri olmalı-1
25.05.2023 226 Okunma
15 Yorum 25.05.2023 07:01
Hilal Çekmen
ADİL DÜZENDE AİLE, KADIN VE ÇOCUKLAR NASIL KORUNUR-4
24.05.2023 111 Okunma
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Mehmet Tekelioğlu Kendin ol… Hangi ben…
24.05.2023 70 Okunma
1 Yorum 24.05.2023 05:52
Reşat Nuri Erol
Kur’an ve ilim 1216. hafta seminer notlarından - 3
24.05.2023 171 Okunma
15 Yorum 24.05.2023 05:36
Reşat Nuri Erol
Kur’an ve ilim 1216. hafta seminer notlarından - 2
23.05.2023 192 Okunma
15 Yorum 23.05.2023 11:02
Özer Ataç
YZ Çözümlemesi
22.05.2023 462 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kur’an ve ilim 1216. hafta seminer notlarından - 1
22.05.2023 195 Okunma
15 Yorum 22.05.2023 10:22
Reşat Nuri Erol
‘Zulmedenler bilgisizlikle hevalarına uydular’-6
21.05.2023 191 Okunma
14 Yorum 21.05.2023 15:01
Özer Ataç
Antrakt
21.05.2023 955 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘Zulmedenler bilgisizlikle hevalarına uydular’-5
20.05.2023 227 Okunma
14 Yorum 20.05.2023 11:17
Reşat Nuri Erol
‘Zulmedenler bilgisizlikle hevalarına uydular’-4
19.05.2023 256 Okunma
14 Yorum 19.05.2023 08:35
Reşat Nuri Erol
‘Zulmedenler bilgisizlikle hevalarına uydular’-3
18.05.2023 224 Okunma
14 Yorum 18.05.2023 10:52
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr. Mehmet Tekelioğlu; Bundan sonra…
17.05.2023 89 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘Zulmedenler bilgisizlikle hevalarına uydular’-2
16.05.2023 258 Okunma
14 Yorum 16.05.2023 09:16
Reşat Nuri Erol
‘Zulmedenler bilgisizlikle hevalarına uydular’-1
15.05.2023 265 Okunma
15 Yorum 15.05.2023 10:22
Reşat Nuri Erol
Deprem; depremden sonra… Seçimden sonra...
14.05.2023 370 Okunma
15 Yorum 14.05.2023 10:08
Hilal Çekmen
ADİL DÜZENE GİDEN SÜREÇTE HAZIR HALE GELMEK-2
13.05.2023 158 Okunma
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen; millî restorasyon, yeni bir düzen - 8
13.05.2023 253 Okunma
15 Yorum 13.05.2023 11:41
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen; millî restorasyon, yeni bir düzen - 7
12.05.2023 274 Okunma
15 Yorum 12.05.2023 07:41
Hilal Çekmen
ADİL DÜZENE GİDEN SÜREÇTE HAZIR HALE GELMEK-1
11.05.2023 196 Okunma
Reşat Nuri Erol
M.Tekelioğlu; Bizim evin kapısını muhalefet çalarsa...
11.05.2023 56 Okunma
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen; millî restorasyon, yeni bir düzen - 6
11.05.2023 272 Okunma
15 Yorum 11.05.2023 10:03
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen; millî restorasyon, yeni bir düzen - 5
10.05.2023 312 Okunma
15 Yorum 10.05.2023 10:58
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen; millî restorasyon, yeni bir düzen - 4
9.05.2023 325 Okunma
16 Yorum 09.05.2023 11:43
Reşat Nuri Erol
Mehmet Tekelioğlu; Medeni: Bir mazlumun sessiz çığlığı
8.05.2023 104 Okunma
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen; millî restorasyon, yeni bir düzen - 3
8.05.2023 313 Okunma
15 Yorum 08.05.2023 10:39
Hilal Çekmen
ADİL DÜZENDE AİLE, KADIN ve ÇOCUKLAR NASIL KORUNUR? -3
7.05.2023 187 Okunma
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen; millî restorasyon, yeni bir düzen - 2
7.05.2023 295 Okunma
15 Yorum 07.05.2023 11:54
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen; millî restorasyon, yeni bir düzen - 1
6.05.2023 340 Okunma
15 Yorum 06.05.2023 08:27
Reşat Nuri Erol
Türkiye ya da Anadolu Endülüs’e benziyor mu?-4
5.05.2023 286 Okunma
15 Yorum 05.05.2023 09:41
Reşat Nuri Erol
Türkiye ya da Anadolu Endülüs’e benziyor mu?-3
3.05.2023 294 Okunma
15 Yorum 03.05.2023 07:58
Reşat Nuri Erol
Türkiye ya da Anadolu Endülüs’e benziyor mu?-2
2.05.2023 299 Okunma
15 Yorum 02.05.2023 06:15
Reşat Nuri Erol
Türkiye yani Anadolu Endülüs’e benziyor mu?-1
1.05.2023 338 Okunma
16 Yorum 01.05.2023 16:35
Hilal Çekmen
ADİL DÜZENDE AİLE, KADIN VE ÇOCUKLAR NASIL KORUNUR?-2
30.04.2023 292 Okunma
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-14
30.04.2023 328 Okunma
16 Yorum 30.04.2023 09:27
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-13
29.04.2023 288 Okunma
16 Yorum 29.04.2023 12:44
Mete Firidin
İncil ve İnciller
29.04.2023 166 Okunma
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-12
28.04.2023 396 Okunma
17 Yorum 28.04.2023 10:03
Reşat Nuri Erol
M.Tekelioğlu; Partililer bizim evin kapısını çalarsa...
26.04.2023 97 Okunma
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-11
24.04.2023 321 Okunma
17 Yorum 24.04.2023 16:37