‘Fe ekim vecheke li’d-dîni’l-kayyimi’ (Rûm 43)-1
Bugün 26 Ağustos 2023 Cumartesi; KUR’AN VE İLİM seminer günümüz…
1226’ıncı haftalık Kur’an ve İlim Seminerimizi yapacağız; elhamdülillah…
Rûm Suresi üzerindeki çalışmalarımız 33 haftadan beri devam ediyor…
Geçen hafta bu surenin 43’üncü ayeti üzerinde çalışma yapmıştık…
Bu ayetin Arapçasını ve anlamını okuyarak başlayalım…
“Fe ekim vecheke li’d-dîni’l-kayyimi min kabli en ye/tiye yevmun lâ meradde lehu mina(A)llâh(i)(s) yevme-iżin yessadde’ûn(e) / Bu sebeple onun için Allah’tan hiçbir geri döndürme olmayan bir gün gelmeden öncesinde doğru din (doğru nizam/düzen/sistem) için yüzünü ikame et. O gün darmadağın olurlar.” (Rûm Suresi 43. ayet)
***
Ayetin en başındaki “Fe” harfi isti’nafiyye edatıdır. Buna “Fâ-u isti’nâfiye” denir. Cümle başında bulunur. Arkasından öncesindeki cümle ile i’râb yönünden ilişkisi olmayan yeni bir cümle başlatır. İ’râbsal ilişki olmamasına rağmen öncesindeki cümle ile sonrasındaki cümle arasında anlamsal irtibat vardır. Bu irtibata göre fâ-u isti’nâfiye; fâ-u ta’liliyye, fâ-u tafsiliyye, netice fâsı, irtibat fâsı şeklinde sınıflandırılır. Bu ayette öncesindeki cümle ile bu emir cümlesi arasında sebep-sonuç ilişkisi vardır. Bu nedenle bu fâ, fâ-u ta’liliyyedir.
Öncesinde yani önceki ayette yeryüzünde gezin, öncekilerin akıbetine bakın, onların çoğunluğu müşriklerdi denmiş ve onların durumuna düşmemek için sebep sonuç ilişkisi kurularak yapılması gerekenler bu fâ’dan sonrasında söylenmiştir. Şirk sistemi içinde kalmış olsan bile o sistem içinde yapılacaklar bundan sonra anlatılmıştır.
“Ekim” ikame et demektir. “KVM” kökünden if’âl bâbından ikinci tekil şahıs emir fiildir. Birinci bâbdan “kame-yekumu” şeklinde kalkıp bir hedefe yönelerek dik durmak manasındadır. Lazım fiildir. Birinci bâb if’âl bâbına “ekame-yukimu” tadiye etkisi ile gelir. Doğrulttu, doğru uyguladı, gerektiği gibi yaptı, yerleşik, süregelen ve etkili hale getirdi anlamına gelir. “Mukim” ise devam eden, süregelen, değişmeden duran, yerleşik anlamlarındadır.
***
“Ed-Din” kelimesi düzen/sistem/nizam demektir.
“Din” kelimesi mana değişikliğine uğramıştır. Günümüzde sosyolojik manada kullanılan “din” kelimesi ile Kur’an’da geçen “din” kelimesi farklı anlamlardadır. Günümüzde “din” kelimesi “inanç” anlamında kullanılmakta, Hıristiyanlık dini, Yahudilik dini, İslam dini şeklinde kullanılmaktadır. Kur’an’da “Hıristiyanlık dini” ve “Yahudilik dini” ifadesi geçmediği gibi “İslam dini” ifadesi de geçmez, “din/düzen olarak İslam” ifadesi geçer, “Allah’ın dini” ifadesi geçer. “Din” kelimesi Kur’an’da düzen (hukuk düzeni) anlamındadır. Uyulması gereken kurallar bütünüdür.
Burada “Ed-Din” şeklinde harf-i tarifle gelmiştir. Ahd içindir. Allah’ın dini demektir.
“Ed-Din El-Kayyim” demek doğru din demektir. Din olduğuna göre uyulması gereken kural ifade etmelidir. Bu cümle iki ayette daha geçmektedir.
“Kesinlikle Allah’ın indinde ayların sayısı gökleri ve yeri yarattığı dönemde Allah’ın kitabında 12 aydır. Onlardan dördü haramdır. O doğru dindir.” (Tevbe 36)
Bu ayette doğru din yani uyulması gereken kural 12 ayın dördünün haram olmasıdır.
“O’nun dununda ibadet ettikleriniz yalnızca sizin ve atalarınızın onları isimlendirdiği isimlerdir. Allah onlara hiçbir güç indirmemiştir. Hüküm yalnızca Allah’a aittir. Yalnızca kendisine ibadet edin diye emretti. Bu doğru dindir. Ancak insanların çoğunluğu bilmezler.” (Yusuf 40)
Bu ayette uyulması gereken kural hükmün yalnızca Allah’a ait olması ve ekseriyet demokrasisi gibi isimlendirilmiş isimlere ibadet edilmemesidir (çalışılmamasıdır). Yalnızca kendisine ibadet edilmesidir. Çünkü hüküm yalnızca Allah’a aittir.
(Devamı var…)
27.8.2023